Pankreas Kanseri

Pankreas, midenin arka tarafında yerleşimli, hem sindirim için gerekli enzimleri üreterek kanal vasıtasıyla ince bağırsakların ilk kısmı olan duodenuma aktaran, hem de kan şekerinin düzenlenmesi için gerekli hormonları üreten bir salgı organıdır. Pankreası oluşturan hücrelerin normal sınırlar içerisindeki işlevlerini yitirerek kontrolsüz bir şekilde bölünüp bir tümör halini almasına pankreas kanseri adı verilir.

PANKREAS KANSERİ RİSK FAKTÖRLERİ
Sigara kullanımının pankreas kanseri için bir risk faktörü olduğu biliniyor. Bunun dışında aile öyküsü, genetik faktörler ve bazı mutasyonların hastalığın ortaya çıkmasını kolaylaştırdığı saptanmış durumda. Hastalığın obezite ile ilişkilendirildiği çalışmalar da mevcut.

PANKREAS KANSERİ BELİRTİLERİ
Hastalık çoğunlukla müphem bulgular ile başlıyor. Karın üst bölümünde mide bölgesinde dolgunluk, rahatsızlık hissi, iştahsızlık erken dönemde hastaların hemen tümünde görülen ortak belirtiler. Ancak bu belirtiler basit bir mide şikâyeti gibi görülebildiğinden hastalığın erken teşhis ihtimali düşüyor. Bazı durumlarda aniden ortaya çıkan şeker hastalığı, pankreas kanserinin erken bulgusu ve uyarıcısı olabiliyor. Ailesinde şeker hastalığı öyküsü olmayan hastalarda böyle bir tablonun ortaya çıkması, dikkat çekici olarak değerlendiriliyor. Safra taşı veya alkol kullanımı gibi bir etken yokken geçirilen pankreatit atağı da yine, pankreas kanserinin ilk bulgusu olabiliyor. Hastalığın ilerlediği dönemlerinde şiddetli karın ve sırt ağrısı, sarılık, kilo kaybı, karında şişlik gibi bulgular ortaya çıkıyor. Ne yazık ki bu bulgular hastalığın tedavi sınırlarını geçtiğinin de göstergesi olarak kabul ediliyor.

PANKREAS KANSERİNDE TANI YÖNTEMLERİ
Pankreas kanser tanısında, hekiminiz tıbbi öykünüzü sorgulayarak fizik muayenenizi gerçekleştirecek. Tanının netleştirilerek hastalığın durumunun saptanmasında kan testleri ve görüntüleme yöntemlerinden yararlanılıyor. Hastaların kan testlerinde; CA 19-9 ve CEA gibi tümör belirteçleri çoğunlukla yüksek çıkıyor. Safra yolunun tıkandığı hastalarda ise bilirubin değerleri ve karaciğer fonksiyon testleri yüksek bulunabiliyor. Görüntülemede kullanılan yöntemler ise; ultrasonografi, bilgisayarlı tomografi veya manyetik rezonans. Bu yöntemler ile hastalık büyük oranda saptanabiliyor. Ağır sarılığı olan hastalarda tedavi hazırlığı yapılırken safra yoluna stent konması gerekliliği doğabiliyor.

PANKREAS KANSERİNDE TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Pankreas kanserinde tedavi öncelikli yöntem, cerrahi olarak tümörün çıkarılmasıdır. Ameliyat sonrası dönemde kemoterapi ve radyoterapi neredeyse hastaların tümünde ihtiyaç haline geliyor. Tümörün cerrahi olarak çıkarılmasının mümkün olmadığı lokal ileri evrede kemo-radyoterapi ile kitle boyutlarında küçülme sağlanarak cerrahi şansı elde edilebiliyor. Medikal teknolojilerden MR-LINAC sayesinde tedavi sırasında hareketli organlardaki tümörler bile tam isabetle ışınlanıp yok edilebiliyor. Tümör ışınlanırken çevresindeki sağlam dokular büyük bir hassasiyetle korunuyor. Hareketli organlardaki tümörün görüntüsü de anlık ve sürekli olarak alınabiliyor; bu sayede tümöre gönderilen ışın, tümörün hareketine göre yeniden hedeflenebiliyor. Tümör gerekli olan yüksek ışın dozuyla tedavi edilebiliyor. Tüm tümörler tam isabetle ışınlanarak yok edilebiliyor. Hastalığın karaciğer gibi uzak organlara yayılım gösterdiği durumlarda ise uygulanan temel yöntem kemoterapi oluyor. Pankreas organ olarak karın arka duvarında yerleşmiş ve birçok kan ve lenf damarının akım yolu üzerinde yer alıyor. Bu nedenle tedavi sonrasında hastalığın nüksetme olasılığı yükseliyor. Tedavi edilen hastaların ortalama olarak 3 yıl içinde yeniden bu hastalık ile karşılaşmaları mümkün. Uzun vadeli başarı oranlarının artmasının ancak daha etkili kemoterapi ajanlarının bulunması ve kullanılması ile mümkün olacağı tahmin ediliyor.

PANKREAS KANSERİNDEN KORUNMA YOLLARI
– Sigara ve alkol gibi kanser yapıcı maddelerden uzak durmak,
– Sağlıklı beslenmek
– Fazla kilolardan kurtulmak,
– Diyabet varsa dikkatli olmak,
– Ailede kanser hastası varsa, düzenli kontrolleri ihmal etmemek.

Pankreas Kanseri

Pankreas, midenin arka tarafında yerleşimli, hem sindirim için gerekli enzimleri üreterek kanal vasıtasıyla ince bağırsakların ilk kısmı olan duodenuma aktaran, hem de kan şekerinin düzenlenmesi için gerekli hormonları üreten bir salgı organıdır. Pankreası oluşturan hücrelerin normal sınırlar içerisindeki işlevlerini yitirerek kontrolsüz bir şekilde bölünüp bir tümör halini almasına pankreas kanseri adı verilir.

PANKREAS KANSERİ RİSK FAKTÖRLERİ
Sigara kullanımının pankreas kanseri için bir risk faktörü olduğu biliniyor. Bunun dışında aile öyküsü, genetik faktörler ve bazı mutasyonların hastalığın ortaya çıkmasını kolaylaştırdığı saptanmış durumda. Hastalığın obezite ile ilişkilendirildiği çalışmalar da mevcut.

PANKREAS KANSERİ BELİRTİLERİ
Hastalık çoğunlukla müphem bulgular ile başlıyor. Karın üst bölümünde mide bölgesinde dolgunluk, rahatsızlık hissi, iştahsızlık erken dönemde hastaların hemen tümünde görülen ortak belirtiler. Ancak bu belirtiler basit bir mide şikâyeti gibi görülebildiğinden hastalığın erken teşhis ihtimali düşüyor. Bazı durumlarda aniden ortaya çıkan şeker hastalığı, pankreas kanserinin erken bulgusu ve uyarıcısı olabiliyor. Ailesinde şeker hastalığı öyküsü olmayan hastalarda böyle bir tablonun ortaya çıkması, dikkat çekici olarak değerlendiriliyor. Safra taşı veya alkol kullanımı gibi bir etken yokken geçirilen pankreatit atağı da yine, pankreas kanserinin ilk bulgusu olabiliyor. Hastalığın ilerlediği dönemlerinde şiddetli karın ve sırt ağrısı, sarılık, kilo kaybı, karında şişlik gibi bulgular ortaya çıkıyor. Ne yazık ki bu bulgular hastalığın tedavi sınırlarını geçtiğinin de göstergesi olarak kabul ediliyor.

PANKREAS KANSERİNDE TANI YÖNTEMLERİ
Pankreas kanser tanısında, hekiminiz tıbbi öykünüzü sorgulayarak fizik muayenenizi gerçekleştirecek. Tanının netleştirilerek hastalığın durumunun saptanmasında kan testleri ve görüntüleme yöntemlerinden yararlanılıyor. Hastaların kan testlerinde; CA 19-9 ve CEA gibi tümör belirteçleri çoğunlukla yüksek çıkıyor. Safra yolunun tıkandığı hastalarda ise bilirubin değerleri ve karaciğer fonksiyon testleri yüksek bulunabiliyor. Görüntülemede kullanılan yöntemler ise; ultrasonografi, bilgisayarlı tomografi veya manyetik rezonans. Bu yöntemler ile hastalık büyük oranda saptanabiliyor. Ağır sarılığı olan hastalarda tedavi hazırlığı yapılırken safra yoluna stent konması gerekliliği doğabiliyor.

PANKREAS KANSERİNDE TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Pankreas kanserinde tedavi öncelikli yöntem, cerrahi olarak tümörün çıkarılmasıdır. Ameliyat sonrası dönemde kemoterapi ve radyoterapi neredeyse hastaların tümünde ihtiyaç haline geliyor. Tümörün cerrahi olarak çıkarılmasının mümkün olmadığı lokal ileri evrede kemo-radyoterapi ile kitle boyutlarında küçülme sağlanarak cerrahi şansı elde edilebiliyor. Medikal teknolojilerden MR-LINAC sayesinde tedavi sırasında hareketli organlardaki tümörler bile tam isabetle ışınlanıp yok edilebiliyor. Tümör ışınlanırken çevresindeki sağlam dokular büyük bir hassasiyetle korunuyor. Hareketli organlardaki tümörün görüntüsü de anlık ve sürekli olarak alınabiliyor; bu sayede tümöre gönderilen ışın, tümörün hareketine göre yeniden hedeflenebiliyor. Tümör gerekli olan yüksek ışın dozuyla tedavi edilebiliyor. Tüm tümörler tam isabetle ışınlanarak yok edilebiliyor. Hastalığın karaciğer gibi uzak organlara yayılım gösterdiği durumlarda ise uygulanan temel yöntem kemoterapi oluyor. Pankreas organ olarak karın arka duvarında yerleşmiş ve birçok kan ve lenf damarının akım yolu üzerinde yer alıyor. Bu nedenle tedavi sonrasında hastalığın nüksetme olasılığı yükseliyor. Tedavi edilen hastaların ortalama olarak 3 yıl içinde yeniden bu hastalık ile karşılaşmaları mümkün. Uzun vadeli başarı oranlarının artmasının ancak daha etkili kemoterapi ajanlarının bulunması ve kullanılması ile mümkün olacağı tahmin ediliyor.

PANKREAS KANSERİNDEN KORUNMA YOLLARI
– Sigara ve alkol gibi kanser yapıcı maddelerden uzak durmak,
– Sağlıklı beslenmek
– Fazla kilolardan kurtulmak,
– Diyabet varsa dikkatli olmak,
– Ailede kanser hastası varsa, düzenli kontrolleri ihmal etmemek.