Şeref DEMİREL

“HERŞEYE RAĞMEN HAYATA TUTUNMAK
2001 yılında devlet memuru olarak İstanbul’da görev yapmaktaydım. Tuvalet ihtiyacı ihtiyacım için çıktığımda kanama olduğunu gördüm. Toplumun genel eğilimi gereği her konuyu biliriz ve her şeyi kendimize göre yorumlarız. Bu kanamanın hemoroid olabileceğini düşünerek doktora gittim. Doktor birkaç krem vererek beni gönderdi. Ancak sıkıntılarım ortadan kalkmadı ve devam etti.

Eşimin devamlı olarak bu konuya eğilmem gerektiği ısrarına karşın, işlerin yoğunluğu sebebiyle hep öteledim. Birgün kurum doktoruna durumu anlattım. Kanamanın hayra alamet olmadığını ifade ederek acilen bir cerraha gitmemi önerdi. Genel cerrahın muayenesi sonucunda sert bir kitle bulunduğu ve kolonoskopi yapılarak sonucun netleşeceğinden söz etti. Hemen randevu aldım ve randevu günü makinenin arızalı olması nedeniyle özel bir hastanede kolonoskopi çekimini yaptırdım. Alınan parçanın patoloji sonucuna göre tümör olduğu belirlendi. O anda başımdan kaynar sular dökülmüştü. Acaba bu tümör kötü huylu çıkabilirmiydi ? Tespit sonucu ameliyat olmamın kaçınılmaz bir durum olduğu ortaya çıktı.

Rektum bölgesinde ameliyatın zor olması nedeniyle hangi hastanede yaptırmamızın daha uygun olacağı konusunda araştırmalara başladım. Doktor dostlarımız üniversite hastanelerini tercih etmemizi önerdiler. İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesinde Prof Mustafa Keçer ile tanışarak durumu kendisine anlattım. Hocamız ameliyatın zor bir bölgede yapılacağını ancak başaracaklarını ifade ederek moral verdiler.

Eylül ayında hocalarımız Mustafa Keçer ve Oktar Asoğlu’ndan oluşan ekip, başarılı bir ameliyat gerçekleştirdi. Patoloji sonucunda tümörün iyi huylu olduğu ortaya çıktı. 14 günlük hastane döneminde Pazar günleri dahil hocalarımız beni yalnız bırakmadı. Taburcu olduktan sonra bağırsağım dışarı alınarak kolostomi torbasına bağlı olarak birkaç ay böyle yaşadım. Bu şekilde yaşantımda sıkıntılı durumlarla karşılaşmama rağmen, eşim fedakarca bu sıkıntıları göğüsledi. Süre tamamlandıktan sonra 9 gün daha hastanede kalarak kolostomi torbasına bağlanan bağırsak tekrar normal işlevine döndürülerek taburcu oldum. Hocalarımız her ne kadar tümör kötü huylu olmasa da onkoloji tedavisi önerdiler ve bunu yerine getirdim.

2001 yılında geçirdiğim kalın bağırsak (rektum) ameliyatından bugüne kadar kontrollerime dikkat ettim. İkametgahımın uzaklığı ve başka şehirde görev yapmam nedeniyle hocalarımdan uzak kaldım. Bu nedenle başka yerlerde yaptırdığım kontrollerde zaman zaman moral bozukluğuna kapıldım. Son kontrolümde ameliyat olabileceğim yönünde söylemler olması üzerine ameliyatımı gerçekleştiren Prof. Dr Oktar Asoğlu’nden randevu aldım. Durumu izah ettiğimizde aynı yerden hastalığın nüksetmesinin mümkün olmadığını ifade etti. Hemen beni kolonoskopiye alarak bölgede bulunan polipi temizlemek suretiyle “operasyon sona ermiştir” diyerek motivasyonumu yükseltti.

İnsanoğlunun başına her türlü hastalık gelebilir. Özellikle kanser (tümör) deyince insanlar dehşete kapılıyor. Benim kişisel görüşüm erken teşhis hayat kurtarır. Ayrıca toplumda rektum bölgesinde bir hastalı oluşunca utanma duygusu ortaya çıkmaktadır. Hiçbir şey yaşamaktan önemli değildir ve sağlığın utanması olmaz. Ben bu hastalığı ilk duyduğumda, bunu yenebileceğim inancı ve sağlıklı bir hayata kavuşacağım umuduyla bu yolculuğa çıktım. Bu inancımı ve umudumu hiç yitirmedim. Bir umuttur yaşamak.

En kötü gördüğümüz hastalık bile yenilmez değildir. Fakat erken teşhis, işin uzmanı bir doktor ile fedakar bir aileden oluşacak üçlü desteğe ihtiyaç vardır. Geçirdiğim bu rahatsızlık, işin ehli doktorlarla eski sağlıklı günlere dönülebileceğini ortaya çıkarmış ve her şeye rağmen hayata tutunmak gerektiğini bana öğretmiştir. Emeği geçen ve beni hayata bağlayan doktorlarıma sonsuz teşekkürlerimi sunarım.

Sağlıklı ve mutlu olmak dileğiyle…. 02/03/2015″