Gülfem DABAKOĞLU

“kar ve güneş… evet yaşadıklarım tam olarakta buydu. ocak 2017 de aşırı kilo alımı şikayetimle özel bir hastaneye başvurdum. Mide ameliyatı olacaktım. Yapılan tahliller sonucu acı gerçeği bir tokat gibi hiç çekinmeden yüzüme vurdular. rektum ca dım. 4.evreydim ve çok çok geç kalmıştım. yapılacak çok bir şey yoktu ama yinede allah büyüktü. ellerinden geleni yapacaklardı. sesler beynimde büyüyordu artık, bu adam bana neler anlatıyordu.karıştırdı bunlar benim tahlillerimi kesin. ben kim kanser kimdi..

böylece başladı kanserle dansım.18 tane kemoterapi aldım.koca koca makineler hayatıma girmişti.acıbadem izmit hastanesinin önünden geçerken bile artık midem bulanıyordu.kemoterapiyle kanser hücrelerini küçültmeye çalışıyorlardı.ama bu çok zordu.tümör makata çok çok yakın 8 cm büyüklüğündeydi.karaciğerimde 4.5 cm en büyüğü diğerleri ona göre daha küçük 14/15 tane tümör vardı.akciğerimde 7/8 tane 1 cm ve civarında lenflerimde çeşitli boyutlarda dağınık halde tümörler mevcuttu.bu arada 3-4 tane cerrahla görüştürdüler beni.öyle düz dr.sanmayın ama hepsi prof.tu.genel kanıları şuydu;karaciğere ve akciğere elleyemeyiz onlar kemo ile hallolacaklar..rektumdakini alırız ama kalıcı torbayla yaşamak şartıyla.yaşam şansımıda % 40 veriyorlardı.dalga geçer gibide önüme bunları yazdıkları bir kağıt koyup imzalamamı istediler.yazdıklarını imzaladım,ameliyatı reddettiğimi belirterek:)

o gün hastaneden ayrıldım. kalıcı torbayla yaşıyacağıma hiç yaşamam daha iyi dedim. zaten %40 yaşam şansı vermiyorlar mı? işte her şey buraya kadardı. piyango bana vurmuştu yapılacak bir şey yoktu. ilk işim evime gelip ne kadar giysim varsa toplayıp dağıtılmak üzere ihtiyaç sahiplerine vermek oldu. artık bunların hiçbirine ihtiyacım yoktu benden sonra çocuklarım bu işleri beceremez çok üzülürlerdi. yıkılmıştım.

akşam olduğunda daha bir kendime gelmiştim, yaşım çok gençti. iki tane çocuğum vardı. pes edemezdim bunu yapamazdım bir yolu olmalıydı. o gece geç saatlere kadar internette dolandım durdum. birden sayfama oktar hocamın sayfası düştü. girdim siteye. gözlerime inanamıyordum. benim hastalığımın ilacı önüme düşmüştü. bütün yorumlarını tek tek okudum. gece yarısını çoktan geçmiştik. sayfadaki tel numarasına whatsapttan durumu özetleyen bir yazı yazdım ve yolladım. sabahı bekleyecek durumda değildim. hoca nasıl olsa sabah görür bana cevap verirdi inşallah. 5 dk.sonra tlf mesaj sesi geldi. benim canım oktar hocamdı yazan. hemen yarın zuhal hn.ı arayın ve gelin diyordu. beni bekliyordu. gözlerime inanamadım. o saatte bana yazmıştı. sabaha kadar yazdığı mesajı defalarca okuyup durdum. biliyorum olacaktı….

nihayet karşısındaydım oktar hocamın… konuştuk evraklarıma baktı sonra muayene etmek için beni içeri aldı. dünya iyisi behiye hn ile beraber kısa bir endoskopiyle baktıktan sonra; tamam dedi senin ameliyatını yapacağım. makatı kurtaracağım. yanlış duydum ben dedim içimden. yok yok öyle demedi… eğildi yüzüme doğru, bir tane vurdu bacağıma sana diyorum dedi. ameliyatını yapacağım. makatı kurtarırız biz… allahım… o an benim kucağıma dünyaları verseler hiçbirşey ifade etmezdi. oktar hocamın yüzüne baktım.gözleri ışıl ışıldı. bunu sen mi yarattın allahım dedim içimden. bu insanı sen yarattıysan bu şekilde başarılara imza atmasını sağladıysan diğerlerini yaratan kimdi? bu prof ise onlar neydi?

o an elini ayağını öpmek geldi içimden.çok tuhaf bir duygu inanın anlatırken zorlanıyorum kelimeler yetmiyor duygularıma.

neyse uzun lafın kısası konseyler toplandı saatlerce (3-4 saat)aralarında görüştüler ve 21 aralık 2017 de acıbadem maslakta açık ameliyat kararlaştırıldı. güle oynaya hastaneye yattım. içimde en küçük bir korku yoktu. kalbimde kelebekler, çiçekler, kuşlar oynuyordu. allahım çok büyüktü. işte onun yarattığı bir mucize, yeni bir mucize gerçekleştirmek için beni ameliyathanede bekliyordu. prof. oktar asoğlu, prof.cem terzi, dr kürşat serin… çocuklarıma annelerini hediye etmek için biraradaydılar… 4-5 saat süren ameliyat sonrası odadaydım. şöyle bir örtüyü kaldırdım baktım ameliyat olmamış mıydım yoksa? ağrım sızım yoktu. hani büyüktü bu ameliyat. allah allah dedim. açtım baktım göğsümün altından kasıklarıma kadar uzanan uzunca bir dikiş hattı vardı bedenimde. ama ben çok şükür çok iyiydim. üç gün kaldım hastanede. hastane personelide müthişti. on dk bir yanımdaydılar. hocalarım her gün uğradılar açıklamada bulundular moral verdiler. rektum,karaciğer ve karın duvarındaki tüm tümörlerden kurtulmuştum. sağ tarafımda geçici bir kolostomi vardı. önceleri beni korkutsa da şimdi iyiyim. çok yakında ondanda kurtulacağım. yaşadıklarıma inanamıyorum. bir rüya olduğunu düşünüyorum. doktorlara hastanelere olan güvenim sarsılsa da; oktar hocam ve onun gibilerin insanlığa armağan olduğunu düşünerek rabbime şükrediyorum. oktar hocamı yaratan allaha, doğuran anaya, okutan babaya binlerce kere teşekkür ediyorum. beni kurtararak bir kişiyi kurtarmış görünse de 3 cana daha can verdiğini bilmesini isterim. bu can bende oldukça oktar hocama dualarım devam edecektir. özetle; üstüme çöken karları eriten güneşim prof. oktar asoğlu seni seviyorum…. dünya durdukça var ol…”